sureau

Kullanım örnekleri

sureau
elder
icon arrow

elder

Phonetic: "/ˈeldə/"

Part Of Speech: noun


Definition: An older person or an older member, usually a leader, of some community.

Example: We were presented to the village elder.


Definition: One who is older than another.

Example: Respect your elders.


Definition: One who lived at an earlier period; a predecessor.


Definition: An officer of a church, sometimes having teaching responsibilities.


Definition: A clergyman authorized to administer all the sacraments.

Example: a travelling elder


Definition: One ordained to the lowest office in the Melchizedek priesthood.

Example: After being a member of the Church for a while, Bill was ordained to the office of elder.


Definition: Male missionary.

Example: The elders are coming over for dinner tonight.


Definition: (often capitalized) Title for a male missionary; title for a general authority.

Example: One of the long-time leaders in the Church is Elder Packer.


Definition: A pagan or Heathen priest or priestess.

icon arrow

elder

Phonetic: "/ˈeldə/"

Part Of Speech: verb


Definition: To admonish or reprove for improper conduct by the elders of the meeting.

Example: I was eldered for directly responding to someone else's message in meeting for worship.

icon arrow

elder

Phonetic: "/ˈeldə/"

Part Of Speech: adjective


Definition: Of an object, concept, relationship, etc., having existed for a relatively long period of time.

Example: an old abandoned building;  an old friend


Definition: Having been used and thus no longer new or unused.

Example: I find that an old toothbrush is good to clean the keyboard with.


Definition: Having existed or lived for the specified time.

Example: How old are they? She’s five years old and he's seven. We also have a young teen and a two-year-old child.


Definition: (heading) Of an earlier time.


Definition: Tiresome after prolonged repetition.

Example: Your constant pestering is getting old.


Definition: Said of subdued colors, particularly reds, pinks and oranges, as if they had faded over time.


Definition: A grammatical intensifier, often used in describing something positive. (Mostly in idioms like good old, big old and little old, any old and some old.)

Example: We're having a good old time. My next car will be a big old SUV.  My wife makes the best little old apple pie in Texas.


Definition: Excessive, abundant.

Web Türkçe-İngilizce Çevirmen

Sözlüğümüz size İngilizce ve Türkçe terimleri arayabileceğiniz geniş bir kütüphane sunmaktadır. Örnekler ve ayrıştırma ile mesleğe, jargona ve yaygın ifadelere göre kelimeleri arayabilirsiniz. Uygulamalarımızı iPhone, Android, iPad, Windows 10/11 ve macOS için kullanabilirsiniz. Çevrimiçi İngilizce - Türkçe çevirmenimizde, kategoriye ve farklı telaffuzlara göre 2 milyondan fazla kelimeyi arayabilirsiniz.

Tek bir tıklamayla kelimeleri çevirin! Türkçe'den İngilizce'ye çevirmenimiz iki yönlü bir çeviri programıdır, anlamların ikamesi için kapsamlı bir sözlük içerir, kelime öbeklerinin ve ifadelerin kullanım örneklerini ve bunların fonetik bileşenlerini gösterir. Tercümanımız, çeviri alanındaki bilgi tabanını sürekli olarak güncelleyen ve son kullanıcı için tamamen anonim ve ücretsiz olarak korurken hizmet kalitesini koruyan profesyonel bir dilbilimci ekibi tarafından oluşturulmuştur. Çevirileriniz sadece size ait!Yukarıdaki giriş alanını kullanarak İngilizce-Türkçe sözlükte bir Türkçe terim arayın. İngilizce veya Türkçe arama yapabilirsiniz. İngilizce veya Türkçe aradığınız cümlenin çok fazla çevirisi varsa filtreleme seçeneklerini kullanarak sonuçları sınırlandırabilirsiniz. İngilizce-Türkçe sözlükte harfe göre ara. İngilizce-Türkçe sözlük, alfabeyi manuel olarak görüntüleme olanağı sağlar. Belirli kelimelerin çevirilerine bakmak ve bir cümle bağlamında ne anlama geldiklerini görmek için aşağıdaki bağlantıları da kullanabilirsiniz.